DEDEMİN DENİZALTISI H.L. SARIYÜCE

dedemindenizaltısı

İzmirli bir çocuk, emekli dedesiyle küçük bir denizaltı yaparlar. Denizaltı alemini tanımak için suya dalarlar. Eşsiz güzellikler içinde, şaşırtıcı balıklar arasında çok heyecanlı geçen bir gezi dönüşü tarihi eser kaçakçılarının deniz altına gizledikleri antika eserleri fark ederler ve polise haber verirler. Bu kez kaçakçılar dede ile torunun peşine düşerler…

Arka Kapak Yazısı

 

Günümüz çocuk edebiyatı yazarlarından Hasan Larif SARIYÜCE'nin önemli bir çocuk kitabı Dedemin Denizaltısı. Nadir Usta kitabın çocuk kahramanı olan Burak'ın dedesi. Sanayide tamirci olan Nadir Usta birgün eve bir zarf getirir ve torununa sürpriz yapar. Zarfın içinde gemi (denizaltı) planı bulunmaktadır. Burak heyecanlanır ve dedesi ile zarfın içinden çıkan planların doğrultusunda gemiyi inşa etmeye başlarlar. 

Yazar, Nadir Usta ve torunu Burak'ın kitapta konumlandıkları alanın karşısına çocuğun babaannesini koyar, babaanne dede ve torununun bu çalışmasını eleştiren ve geminin yapılmasını istemeyen bir karakter olarak karşımıza çıkar. Babaannenin konuşma biçimi, davranışları ve konumu geleneğimizde olan babaanne tipleri ile örtüşmektedir.

Okumaya devam et “DEDEMİN DENİZALTISI H.L. SARIYÜCE”

Share Button

TOHUM İZCİLERİ / MELTEM ERİNÇMEN KANOGLU

Güneş Gezegeni Dizisi'nin üçünkü kitabı olan Tohum İzcileri'inde yine soluk soluğa bir serüven, bitmek bilmeyen heyecan var.

Korkun se baskının üzerinden çok da zaman geçmeden, fanus yaşayanları başka bir olayla sarsılıyorlar DEPREM.

Zaten kısıtlı olan yiyecek stoklarında baş gösteren tükeniş, herkesi yeni bir arayışa itiyor. Bir efsane gibi kulaktan kulağa yayılan Tohum Bankalarını bulmak.

Tabii iş yine Can ve arkadaşlarına düşüyor ve dış dünyada hem tehlikeli, hem heyecanlı bir serüven daha başlıyor…

Arka Kapak Yazısı

Son yıllarda okuduğum çocuk edebiyatı alanındaki kitaplar içinde bilim kurgu türünde yazılmış derli toplu bir kitap Tohum İzcileri. Güneş Gezegeni Dizisi serisinin 3. kitabı Tohum İzcileri

tohum izcileri

Dünya çevre felaketlerne mağruz kalmış ve insanlar fanuslarda yaşamakta, kitap yıkıcı bir depremle başlıyor. Yıkılan fanuslar insanların yaşam düzenlerini bozuyor. Dünya birçok bakımdan yaşanmaz duruma gelmiş, gündüzleri yakıcı güneş ışıkları, tükenen ve azalan bitki türleri… Kısaca kitaba göre dünyanın ritmi bozulmuş, bozulmuş derken bunu başkaları gelip bozmamış insan eliyle dünya o hale gelmiş.

Okumaya devam et “TOHUM İZCİLERİ / MELTEM ERİNÇMEN KANOGLU”

Share Button

YARALI SERÇE/Hasan Nail CANAT

Ay ışığında karlı dağların seyrine doyum olmaz. Gündüzleri güneş ısısıyla çözülen, yumuşayan kar, geceleri sertleşir ve buz tutar. Sivri tepeler bir ayna gibi ışıldar. Ay ışığında seyrine doyum olmaz bu dağların, ama sıcak bir evin penceresinden seyredebilirseniz… Sığınacak bir eviniz yoksa ve dağlarda kalmaya mecbursanız, çektiğiniz sıkıntılar size bu güzellikleri fark ettirmez.
Yaralı Serçe, Yıldırım Reis ve beraberinde dağlarda bağımsızlık mücadelesi veren Kerim’in gösterdiği kahamanlıkların hikayesi…

                                                                                            Arka Kapak Yazısı

Çocukluğumda tanıdım. Yaralı Serçe'yi. Bizden biriydi. Biz kimiz sorusunu o zamanlar sordum kendime. Bu topraklarda ötekileştirilendik. Vebalıydık. Cüzzamlıydık. Dini, geleneği ve geçmişi örsleyen, geleceği pozitivizmin (akılcılığın) kucağında arayan entellüktellerin, yönetici kadroların tırpanladığı, ötekileştirdiği nesillerdik. 28 Şubatları gördük. Her gün tvlerde dine küfredildiği, aşağılandığı zamanlara şahit olduk. Hepsini yazdık karakaplı defterimize, not ettik.

yaralı serçe

En çokta Kerim'in Moskof köpeklerine karşı silah alıp dağa çıkışını sevdim. Yokluğun ve çocukluğun içerisinde var olmasını sevdim.  Yaralı Serçe'nin hocası, babası gibi sevdiği Yıldırım Reis'in kararlığını ve Allah'a karşı itimatını sevdim. Bastırılmış, susturulmuş ötekiliğimizin içinde bağıran, çağıran, bende varım diyen yanımızı temsil ettiği için kitabın yazarını sevdim.

Okumaya devam et “YARALI SERÇE/Hasan Nail CANAT”

Share Button