Doğa topraktan yeniden fışkırmıştı köyümde. Ekinler sürgün vermişti. Ağaçların boyunları bükülmüştü meyvelerinden. Köyümün içinden geçen akarsu nazlı ve coşkun akardı. Yazları iple çekerdim. Yan yana yapıştırılmış evlerin olduğu, dar sokakların olduğu mahallemin dışında bambaşka dünyaya, bambaşka yaşamlara açılırdı köyüm. Hiçbir betona rastlamadan özgürce koşardım. Kerpiştendi dedemin evi, her sabah uyandığımda mertekleri sayardım ve sabahları yayılmaya giden, ahırdan çıkan hayvanları…
Hayatımda kalıcı birkaç izden biriydi köyde geçirdiğim zamanlarım. Bir yaz günüydü köyde. Babam işleri nedeniyle bizi köye bırakır giderdi ve ara sıra haftasonları gelirdi. Zihnimi yokladığımda 4. sınıfı okuyacaktım o yazdan sonra. O yaz günlerinden birinde, bir sabah uyandığımda babam gelmişti, namaz kılıyordu. Selam verdikten sonra döndü ve bana "Amcan kitapçı dükkanı açtı" dedi. Bu cümle hayatımda neleri değiştirecekti o an anlamadım. Nedensiz sevindim. Belkide Amcamın bir iş yapıyor olmasıydı sevinmemin nedeni bilmiyorum.